evden tek başıma çıktı isem (yürüyerek veya araba ile) dönüşüm normalden daha uzun sürüyor. Ne yaptığımın önemi yok yalnız kalabildiğim süreyi uzatıyorum 🙂
- Играй В Уникальном Стиле Аркада Казино Ждет Тебя!
- Официальное Казино Водка Онлайн Личный Кабинет Регистрация Игровые Автоматы Актуальное Зеркало Vodka
- Как правильно играть в казино онлайн и выигрывать
- Пинап казино официальное играть онлайн
- yoga 1
- pıtırcık
- kuymak
- hupalupa
- Rüzgarın üzerindeki şehir
- Mucit panda
- mercimek çorbası
- Süreyya operası
- monologlar
- gitmek de kalmak da zor geldiğinde
- Mamografi
- nezahat gökyiğit botanik bahçesi
- origami
- tenkuu no shiro laputa
- tuzla balıkçısı
- loş sohbet
- mentalup
- howl’s moving castle
- alerji
- fistül
- yabani iğde
- bizimkiler
- blacklist
- filozof ağaç
- uzaktan eğitim
- Kliktag
- istanbul modern sanat müzesi
- Premenstrüel sendrom
- pippet hijyen ürünleri
- turşu
- tonari no totoro
- 2 yaş sendromu
- adaçayı
- oyuncak
- rüzgarlı vadi
- kız çocuk hakları bildirgesi
- korona günlüğü
- 14 şubat
- napoli romanları
- Ortaokul: Hayatımın En Kötü Yılları (film)
İki çocuğu aynı anda idare edebilme yetisine henüz sahip değilim. Biri ile ilgilenirken diğerinin anne anne anne diye seslenmesi kendini gözümün içine sokmaya çalışması, tam ona bakacakken diğerinin anne anne anne moduna girmesi sonucunda paralize oluyorum. Evdeki yardımcı birini aldığında gözlerimin içi gülmeye başlıyor. Yardımcımın kafasında bir hare görüyorum, sırtında kanatları beliriyor 🙂
ben genelde görece korunaklı bir ortamdayken, her gün vitamin desteği alırken bile soğuk alabiliyorken, buz gibi soğukta çalışan, fastfood ile beslenen, uykusuz yaşayan kocamın sapasağlam oluşuna (tamam maşallah hasta olmasın tabii ama) gıcık oluyoruuuuum.
Bir sürü sebzeyi sırf kızım yemediğimi bilmesin diye yiyor gibi yapıyorum.
Dört gözle akşam saat 9 olmasını bekliyorum. Çocuklar uyuyunca bir ohh çekiyorum. Sanki gün hiç aymayacak gibi.
İçinde bulunduğum bir engeli aştığımda hemen aşacak başka engel arıyorum. Annelik denilen şey sürekli birşeylere çözüm bulmak gibi geliyor. İnsan arada es vermek istiyor ama es verirsem bir sürü şey birikecekmiş gibi hissediyorum.
dün akşam annem ve kayın validemin zoruyla kuaföre gittim ve doğumdan sonra ilk kez aynaya bakarken kendimi beğendim. ve ilk kez lohusa geceliğinden başka bişiler giydim.
çok şişmanım!
ana Kılavuz’da her gün en az 1 kere baktığım itiraflardır. Sanırım içimizi en iyi buraya döküyoruz.
ikinci bebeği istediğimden tam emin değilim. Ama artık bunun tedirginliği için çok geç.
3 gün önce doğum yaptım. İşler hiç de beklediğim gibi gitmiyor.
3 aydır bebeğimi bakıcıya bırakıp (ki bakıcı yeni değil doğumundan beri bizimle) işe geliyorum. sanırım kızım 18 yaşına gelene kadar çalışmak istemiyorum 🙁
yalnızken çok mutluyum. özgür hissediyorum kendimi. sonra bir kaç saat sonra kızımın geleceğini hatırlayıp üzülüyorum. sonrası ise vicdan azabı ile karışık. ne zaman bitecek bu çelişik haller merak ediyorum.
İtiraf ediyorum kızımı kayınvalideme benzetmelerine çok bozuluyorum (malesef benziyor)
oğlum şuan üç aylık doğdugu günden bu yana çocugumu herkez birilerine benzetiyor(dede, babaanne, hatta babaannenin kardeşi )artık nefret ediyorum aaaa milmem kime benziyor.. demelerinden..
itiraf ediyorum artık devamlı ev işi yapmaktan nefret ediyorum
yaşın genç ise senin yerinde olmak isteyen senden büyükse seni,anneliğini kıskanıyorsa da ha ne?mutlu olmak bu işte bir yuvan var. eşin çocukların var yalnız değilsin gelecek senin..
— alıntı —
itiraf ediyorum hala iki çocuklu bir kadın olduğuma inanamıyortm. Biri evlimisin diye sorduğunda “evet ve 2 çocuğum var” diyince tuhafıma gidiyor.
— alıntı —
bende aynı ama ben gurur da duyuyorum:))hem tuhafıma gidiyor hemde hoşuma.
hele çevrende senin gibi olmak isteyen ama olamayan varsa daha bi hoşuna gidiyor:)
bir anne olarak yapmam gerekenleri yapıyor, eksik kaldigimi düşündüğüm yerlerde -bunun yanlış oldugunu bilsem de- paramın satin alabileceği her şeyi alıyorum kızıma. ve bunu o istemese bile yapıyorum.