anne olmak

2133

asla bırakamayacağınız, devredemeyeceğiniz sorumluluk demektir.

hiç bitmeyen vicdan azabı demektir.

Bireyken cogul olma, kendinden once hep bir baskasini dusunme, bir minicik gulucuk icin omur verme, o pis kokulu kakalara sanat eseri muamelesi yapma, icinde cilgin bir sevgi yasatma ve ciddi ciddi buyume haliymis… Anladim…

yorgunluk ve uykusuzluktan sürünerek yatağa girdiğinde bile gün içerisindeki bir hali, bir gülücüğü gözünün önüne gelip gülümsemek, uyurken bile özlemek, yastığına tulumunu yayıp yatmak demekmiş…

sürekli endişe etmek bir yerlerde yanlış mı yapıyorum diye sürekli sorgulamak demekmiş…

bütün hayatı değiştiren, asosyallik durumunu arttıran, muhabbetlerin hep çocuk etrafına kurulmasını sağlayan ama bir kere bile eski hayatına “keşke” dedirtmeyen şey:)

sabır taşının asla çatlamayacağını öğrenmek, uykusuz da yaşayıp gidilebileceğini görmek, bir mucizeye en yakından tanıklık etmek demektir..

çocuklardan arta kalan boş zamanlarda bile onlar hakkkında konuşabilecekleri sitelere üye olup yazmak demektir. (bkz : ana kılavuz )

dünyanın en stresli mesleğinin pilotluk olduğunu söylerler ama bunu bir de anne olmuş, kadın bir pilota sormak lazım.

eminim anneliğin daha stresli olduğunu söyleyecektir.

benim için anne olmak; geceleri kabus, gündüzleri rüya gibi geçen bir hayat demek.

zor zanaat. fakat ne kadar zorlarsa zorlasın herşeye değer olduğunu anlıyorsunuz.

her zaman anneyi anlamak değildir.

kız annesi olmakla erkek annesi olmak arasında çok da fark getirmeyen durum. benim için önemli olan onu hayatımda bana muhtaç bir varlıktan ziyade benimle yaşayan bir insan olarak kabullenmek.

hem sizden ayrı, hem de sizin bir parçanız olan bir insanla(u: evet bebeğiniz) birlikte yaşarken öncelikli olanın hep o insan olmasıdır.

sabır taşını çatlatacak derecede dayanma gücüyle donanmak kendi iç dünyanda savaşmak demekmiş.

120 soruyu 60 dk. içinde çözerek komşuya bıraktığı 20 aylık kızını almak için koşan finallerini bu hallerde veren demektir.

hiç bitmeyen yürek ağrısı demektir.

kalbin elinde yaşamak demektir.