Büyüdükçe dilde büyüyor. bir sus lütfen diyesim geliyor.

bir şey isteyeceği zaman boynunu eğip masum bakış atınca dayanamıyorum. O an her istediğini yapabilirim galiba.

kız babası olmanın daha güzel olduğunu düşünüyorum. Baba ve kız arasında başka bir aşk var bence.

akşam olunca “erken uyusa da biraz bilgisayarla zaman geçireyim” diyorum. uyuduktan sonra da hemen özlüyorum.

eğer olursa bir gün kızımla birlikte gidip bir küpe alacağım. işin güzelliği şu ki benim aklımda hiç yoktu küpe takmak, o istedi. onun da ilginç bir hikayesi var:

uyumadan önce kızımın yanına uzandım kocaman bir sarıldım ona o da bana sarıldı sonrasında;

+bu ne baba (eliyle dokunarak sordu hep)

-ellerim

+bu senin ellerin

-evet bak bunlar da senin ellerin. burada minik avuçları öpüldü gıdıklandı arada.

+bu ne?

-saçlarım

+bu ne?

-kulaklarım kızım bak senin de kulakların bunlaaar, burdaalaar işte.

+benim küpelerim var baba.

-evet kızım çok güzeller.

+senin küpelerin yok amaaa, ben sana küpe alacam. sen de takar mısın?

-al kızım sen bana küpe al ben de takacağım…

bu minik kız çocuğu yakında küpe de taktırır bu gidişle babasına. güzel bir şey seçse bari…

diyeceksiniz bunun neresi itiraf. ha onu diyeceğim ben de çok heyecanlıyım yahu. acaba nasıl bir şey seçecek. artık kulağın bir resmini koyarız buraya.

bir baba olarak kızımın altını değiştirmekten utanmıyorum ama bakışlar da rahatsız etmiyor değil.

o an sanki etraftakilerin iç seslerini duyuyorum. ” aaaa cık cık cık annesi var yanında baba değiştiriyor altını” gibi sesler.

yemek yemediği zaman içten içten feci gıcık oluyorum kendisine. “yemeycem” demesine de bayılıyorum bu arada 🙂

benim eşim bir kez ağzından kaçırmıştı: “temizlik için yardımcı almayı lüks olarak görüyorum”.

bazen dinliyormuş gibi yapıyorum.

çocuklar deli gibi ağladığında, çocuk yaptığıma pişman oluyorum..