televizyonda minik yaratıklar bağırarak zıplarken aze’den gelen tepki: “kardeşleeer, başım ağrıyor gürültü yapmayın!”

Aze(27 ay) karıncayiyene bakar bakar “anne bu sincapa benziyor ama fil gibi burnu var. istersen buna fincap diyelim.”

aze çınar 27 aylık: kendi kendine oynarken minnie mouse’u bulur kanapenin arkasında. tepki şahane:”kıııız napıyosun bakiim seen orda?”

2 yaşını dolduran Ada geçen hafta “kuzum benimm, kuzummm” diye geldi boynuma sarıldı.. allahım o ne keyifti anlatamam..

bugün de banyoda yıkarken baktı suratıma ve “seni çok seviyom” dedi! ben de seni çok seviyorum birtanem…

gelelim komik bir diyaloğa; geçen gün çizgifilmdeki yürüyen çinli bebeği gördü ve “ayakta uyuyor” dedi, buna da koptum resmen.. gözler çizgi olarak çizilmiş ya, uyuyolar sandı çinlileri:)))

geçen hafta Ada sevgi dolu bir şekilde yanıma geldi ve “kuzum benim, kuzummmm” diye sevdi beni, sarıldı. allahım bu annelik ne güzel bir şeymiş dedim, şükrettim!

ablam: eyvaaaah kirpiklerimi evde unutmuşum. Nişanda takıcaktım!

zeynep: anne kirpiklerin gözünde ya!!!

zeynep şok olmuştu, hala gözümün önünde..

duygu: dede ne olacak benim bu halim

dede: ne var kızım halinde

duygu: şu yaşıma geldim bi uçağa binemedim

dede: ???

duygu yaş 6 iken. sonrasında defalarca bindi uçağa, her binişinde bu diyalog hatırlatıldı 🙂

-anne bak

-aa evet kızım baykuş

-hayıııır o bayankuş erkek diil kiiiiii

Geçen hafta (22,5 aylık iken), Ada’dan inciler;

mıgımıgı emdim, gogo kapattım, uyudum, el kıpırdadı, uyandım.. yicem valla kendisini, az kaldı!

11 aylıktan itibaren anne-baba-mama ile başlayan kelime dağarcığımız Ada’nın 22 aylık olması ile cümle kurma haline dönüşüverdi. Çok keyifli bir süreçmiş, hakikaten bazen kendimden geçiyorum Ada konuşurken. 1 aya kalmaz sohbet etmeye başlarız sanırım.

Şu an 23 aylık; istemediği birşeyi yaptığımda acaip bir ses tonlamasıyla;

– anneeee napiosunnnn diyor. kopuyorum!

idil yaş 3.5

– sen büyüyünce ne olacaksın idil

– patron olucam

– ne patron mu, patron olup ne yapacaksın?

– patron olup göbek yapıcam

– göbek mi

– evet babam patron oldu göbek yaptı, amcam patron oldu göbek yaptı ben de patron olucam göbek yapıcam.

her zaman keyifli olmuyor bu diyaloglar. kızımın babası dışarı çıktı. işe gitti dedik. bir şey demedi. az evvel döndü, “anne baba işe gitmesin sen git.” dedi.

aze gözlüğümü yere atar, ben de;

-kızım gözlüğümü getirir misin lütfen? derim.

-detirmem!!

-lütfen aze, hem benden izinsiz aldın hem yere attın, getirir misin bana?

– ayağana detirmem!!!!

hem valla hem billa evde kimse kimseye böyle bir söz kullanmaz. nerden duydu la?

kurban olam derdini anlatmaya başlayan bebeğe: “ayaklayım üşüyo benim, çoğap giydiyelim ayaklayıma..”

bu sabah;

aze: baba ne yapıyorsun

baba: çay içeceğim

aze: baba içme

baba: neden kızım ben insan değil miyim?

aze: hayır baba sen düdüksün

aze çınar 22 aylık

dün babasıyla sokağa çıktı oynamaya.. mahallenin çocuklarıyla kumlarla oynadılar. en küçüğü 6 yaşında olan çocuklar bir ara kova ve kürek için kavga etmeye başlayınca bizimki bağırmaya başladı:

– cucuklar yapmayiin cucuklar. sakın kavga etmeyiiiin

dün akşam, FSM köprüsünün iki şeridi kapanmış, anne saatlerdir yolda, eve 3 saat geç kalmıştır. Evden aranır:

—-Anneeee!

—-Efendim kızım

—-Niye daha geldin hayır?

—-trafik var kızım, yoldayım hala!

—-Niye trafik var?

—-köprü kapanmış kızım

—-niye kapanmış?

—- yolu yapıyorlarmış kızım

—-niye yolu yapıyorlar, bozulduuuu?

—-

bu sorunun cevabını İstanbullular yıllardır arıyor kuzum!

aze 22 aylık (an itibariyle eka hapşuran aze’in alnına dokunur ateşini kontrol eder):

– napoşun?

– bişi yapmıyorum.

– böyle yaptın (elini alnına götürür)

– alnına baktım aze’cim ateşin var mı, diye.

– nasıl?

– böyle uzattım elimi baktım ateşin var mı diye sen de bana bak?

(elini alnıma tutup bakar) – baktım.

– var mıymış ateşim?

– var.

aze 22 aylık:

taksiye bindik, tüm camlar açık. şoföre:

– camı kapaabiliysin (kapayabilir misin) azeye çaypıyoo yüzgay

‘hay siz çok yaşayın e mi?’ dememe sebep olan bilmiş bilmiş yapılan diyaloglardır.