(bkz : hamilelikte ilk üç ay )
- gıda
- film
- mekanlar
- ikinci bahar
- ıraz toros suman
- ailecek izlenebilecek filmler
- bizimkiler
- tombik ayı kaybolunca
- tombik ayı hastalanınca
- 3 yaş üstü çocuk kitapları önerileri
- tombik ayı uyuyunca
- sacred7 travel
- aslı ertürk sanat
- çanak kebap
- kipos
- cevizağacı
- my neighbor totoro
- gake no ue no ponyo
- ponyo on the cliff by the sea
- tonari no totoro
- kiki’s delivery service
- majo no takkyûbin
- sen to chihiro no kamikakushi
- spirited away
- howl’s moving castle
- kariosutoro no shiro
- the castle of cagliostro
- nausicaa: the valley of the wind
- hauru no ugoku shiro
- tenkuu no shiro laputa
- laputa: castle in the sky
- urenai no buta
- porco rosso
- heisei tanuki gassen pom poko
- the borrower arriety
- karigurashi no arrietty
- mimi wo sumaseba
- if you listen closely
- princess mononoke
- kaze tachinu
bazı hamilelerde (benim gibi)sürekli kusma,baş dönmesi,halsizlik,sürekli uyuma isteği ile geçen süreç.
hamilelik mi bir daha asla dedirten cinsten bir donem bulantilar yuzunden
bulantılar da olmasa gebelikten önceki halden farkı olmayan aylar. ne zaman ki kıyafetler dar geliyor, işte o zaman başlıyor hepsi.
sonraki üç ayla birlikte hayatımın en zor fakat hiç şikayet etmediğim;
beni yaklaşık beş ay boyunca ayağa bile kaldırtmayan mide bulantımın başladığı tarihler, işte tam bu döneme denk gelmekteydi.
o dönemki mide bulantılarım aklıma geldikçe midem bulanıyor :S
nami deger first trimester. tanim itibariyle kadinlarin pek cogunda ara sira gelen hafif bulanti, yorgunluk, ezginlik, bas agrisi, habire cise cikma ihtiyaci, vs insani yan tesirleri olan bir hormonlara uyum saglama donemi bu donem. kadinlarin bir kisminin ise sadece as ererek(u: bir arkadasim ekolu) yahut da onu bile ermeyerek(u: bu da annem) ilk uc ay atlattiklarina sahit oldum, hikayelerini dinledim.
bu ilk uc ay benim bizzat hayatimi karartmis ve sozde bir kac hafta evvelinde nihayete ermesine ragmen hala aralarda saldiriya gecip karartmaya devam eden bir uc aydir.
midenin oyle bir bulanmasi ki zaten yataktan kalkilamadigi icin yorgunluk gibi diger semptomlarin farkina varamamak; efendime soyliyim, kusamamaktan mutevellit zorla kusayim, belki rahatlarim dusuncesiyle kusup daha beter olmak; sabah yanlislikla copu atarken nefes almis bulunup aksama kadar kokudan ogurmek ve pazar gununun boyle gecmesi; doktorun yazdigi ilacin kimseye zarar vermediginin bilinmesine ragmen vermeyecegine dair kesin bilimsel kanit olmadigi icin alamamak, ustune evde caresizlikten aglamak; vs lerle gecen gunlerim duzelerek devam etmekte sevgili kilavuz.
bu hallere dusup hastaneye kaldirilmamamin, serumlar yemememin tek sebebi midemin cogunlukla kendini yatistiracak yemegin sinyalini beynime gondermesi ve sefil vaziyette evde yemegimi hazirlamam ya da cikip yemem suretiyle olmustur. genelde dogru seyi yiyince sakinlestigi icin bir sekilde beslenebildim.
bu surecte az ya da cok ise yarayan, ama kesinlikle tam olarak bulantiyi gecirdigini soyleyemem, bir kac sey kesfettim. gerci bunlari da surekli tuketince ayri bir tiksinti oluyor, lakin yine de yazayim:
elma suyu ozellikle icindeki b6 vitamini sayesinde oldukca ise yarar.
zencefil cayi ya da suyu (sicakken cay soguyunca su niyetince icmisligim vardir)
salatalik
nasil oldugunu anlamasam da kivi
krakerler
ayran
Gerçekten küçük bir anını bile hatırlamadığım ilk üç ay. Sanırım hafızam son on günde kendini temize çekti. Doğumumdan beri bişi hatırlamıyorum 🙁