Son İçerikler
- ıspanak
- hilltown avm
- palladium avm
- Yves rocher
- Yomumu
- Yerdeki yıldızlar
- Çadır kampı
- Pizza locale
- decathlon
- Corona virüsü
- our generation
- melatonin hormonu
- gece lambası
- Yenidoğan sarılığı
- kaynana ile diyaloglar
- Kostüm partisi
- kış mevsimi aktiviteleri
- Ergenlik
- Veli toplantısı
- Kardeş rekabeti
- kıskançlık
- bilgisayar oyunları
- dört dörtlük dedektifler
- irritabl bağırsak sendromu
- Duygu ormanı
- umca
- Martıya uçmayı öğreten kedi
- Seninle başlamadı
- Çocukla sinema (kitap)
- mucize (film)
- çocuk filmleri
- normal doğum
- Mood atölye
- çocuğum yemek yemiyor
- balık yağı
- aile hekimliği
- Müze iş bankası
- kız çocuklarının kulağını deldirmek
- istanbul modern sanat müzesi
- torium
/
1
Hayatımın en güzel keşfi. Mandala boyamaktan sonra ellerimle bir şeyler üretmeyi daha çok sevdim. Çünkü beyaz yakamızla zihnimizi kullanarak tıkır tıkır bilgisayar başında günü kurtarırken eve döndüğümüzde elimizde tutabileceğimiz hiçbir şey olmuyor. Ben bunun eksikliğini ilk hissetmeye başladığımda deriko bana mandalayı boyamayı buldurdu. Derken yetmedi daha kalıcı daha bir amacı olan bir işe yönelmek istedim ve tesadüfen kaneviçe işlemeyi heves ettim.
Annem ve beni tanıyan herkes çok çabuk pes edeceğimi (evet o iğneler kumaşın deliklerinden başka sıklıkla elime, parmaklarıma ve kaybolarak denk gelen yerlerime battı) ve sıkılacağımı düşündüler. Bense annelerimiz ve önce jenerasyonun dünyayı yakmamasının tek sebebi olarak bu elişlerini görüyorum. Böyle sakinleştiren, güzel bir şeye emek verdiğini gördükçe mıtlu eden ve hediye edildiğinde o mutluluğu daha da büyüten bir şey yok. Yani vardır da benim dünyam küçük.
Yaklaşık iki sene olacak başlayalı ve zamanı geldiğinde benim için bir yan geçim kaynağına dönüşecek. Şimdilik sabaha kadar oturup konuşabileceğim bir hobim.