karışan teyze

2501

ikinci bebeğime hamile olduğum için artık nazarlarında “tecrübeli anne” olacağımdan beni rahat bırakacak teyzeler.

şu sıra tek dertleri beni rahat ettirip yemek yedirmek olduğundan en sevdiğim insan türü.

bir de anne versiyonları vardır

(bkz : anne tavsiyeleri )

acaba sonları ne zaman gelecek? herşeyi en iyi onlar biliyorlar…

çevreme yaklaştırmadığım, tesadüfen ağlarına düşmüşsem konuşmalarına müsaade etmediğim teyzelerdir.

yeri geldiğinde gayet sevimsiz, nemrut bir kadın olabiliyorum.

Yelek giydirsene ona,aaa kucaga alismis bu,ver ayagimda salliyim,niye agliyo,ac bu cocuk…repliklerinin sahibi teyzeler,anneler,kaynanalar

sırtımda sırt çantam kucağımda nilbebekle kitapçı gezdiğim sakin günlerimde canımı sıkmak için bi yerlerde pusuya yattıklarını düşündüğüm teyzeler. evvela beni dış görünüşümle(u: wrap sling) güzelce bir yargılayıp sonrasında kızıma ahlayıp vahlıyorlar. yokmuşlar gibi yapmak çok yorucu.

siz bir de küçük şehirde görün. sanırsınız 24 saat sizinle yaşıyorlar..

bi sus be teyze

her annenin arasıra maruz kaldığı için şanslı olduğu kavramdır.

zira bu teyze benim 6 aydır aynı evde yaşadığım kayınvalidemdir.

karda kışta kızımı ne zaman dışarı çıkartsam en az 3-5 kötü bakış, 1-2 de laf yiyorum.

“ah evladım bu soğukta ne işi var şuncacık bebeğin dışarda”

salıncağa oturtmuşum mesela bir gün, “ıslaktır o salıncak kızım, oturtmasaydın, hasta olacak çocuk”.. yahu anneyim ben, ıslak salıncağa kızımı niye oturtayım..

üşüme konusunda bu kadar hassas olan memleketim teyzeleri, konu çocuğun eline abur cubur vermek olduğunda tam da tersine dönerler ama, kaşla göz arasında sizin bebeğinizden uzak tutmaya çalıştığınız bir yiyeceği ellerine tutuşturuverirler.

adı üstünde “karışan teyze” :))

sanki çocuk kamu malı, herkes laf söyleme hakkını kendinde bulabiliyor nedense…

bu modeller herşeye karışır, ağlayan çocuğa karışır, kucağa aldığında karışır, kucağında uyutursan gene karışır, ince giydirdin diye karışır velhasıl her daim karışacak birşey bulurlar

oğlum gereksiz yere bas bas bağırarak ağlayıp, ben susturmak için elimden geleni yaparken “yavrum sustursana çocuğu yazık” diyen şahsiyet.. sıkıysa sen sustur demek lazımdı..

oğlumla otobüs beklerken “sözde” oyun amaçlı “öcü geliyor, kaaaçç” gibi bir tanımı kafalara kazıyan muhterem kişi..

bugün öğle saatleri itibariyle wrap slingde rahat rahat uyuyan bebeme bakıp ”vah yavrum pek de rezil olmuş, bununla dışarı çıkılır mı?” sorusunu yönelten, duymamazlıktan geldiğim ama ısrarla ”yavruuummmm sana diyorum yazık çocuğa” diye bağırmak suretiyle cinlerimi tepeme çıkaran, aldığı ”ben üvey anneyim teyze ancak bu kadar bakıyorum, yeter ona” cevabı üzerine yüzündeki dumur ifadeyi hepinizin görmesini arzu ettiğim enteresan kişilik:)

bebeğin ağladığını görürler “aç o bebek” derler. yeni emzirdim dersiniz, “sütün yetmiyor” derler. İnsanı bunalıma sokmazlarsa içleri rahat etmez. En güzeli “he teyze haklısın” deyip kendi bildiğini yapmaktır.

çocuklarla beni her gördüklerinde sen çocuk doğurmaya devam et diyen ve beni başıma sıçramış ateşlerle beraber bırakan tombiş teyzeler..

“kafasını ört, hasta olur” kışın en çok kullandıkları cümledir.

hayatımızın olmazsa olmazları. bazen sizi çileden çıkarsalar da bir süre sonra duymazdan gelmeyi öğreniyorsunuz.