Bütün okula giden çocukların anneleri tek yürek, bu ödev işi ne olacak? Şöyle düşünelim; güneş daha yüzünü göstermeden işe gitmişsin, bir patırtının içine sırtında koca bir çanta ile girmişsin, yapman gereken onca iş var, sekiz saat çalışmışsın (hem zihinsel hem bedensel) sonra mesai bitimi müdürün diyor ki; yaptıkların istenilen özellikte değil sen şimdi evde biraz daha çalış bu arada raporları yarın sabah masamda görmek istiyorum. Eve gidiyorsun, belki servisle, trafik, gürültü de cabası. Açsın, karnın doyuyor, üstünü başını değiştiriyorsun tam ayaklarını uzatacaksın haydaa biri bağırıyor raporları hazırla. Doğal olarak sen dinlenmek, ailenle biraz güzel, eğlenceli vakit geçirmek istiyorsun ama olamaz o kriz yaşanacak derdini anlayan da yok. Ağlamalar, zırlamalar, çeşitli sinir krizleri gösterileri. Tüm gün hiç yorulmamış olan beynine nasıl oluyorsa bir aydınlanma geliyor ve sen pat diye her şeyi anlayıp raporları hemen hazırlıyorsun. Böyle bir şey olabilir mi aa dostlar! Kimse eve iş getirmek istemez çocuklar da buna dahil. Tabii ki evde kriz çıkar bunda şaşıracak bir şey göremiyorum.
Peki ödev hiç verilmemeli mi? Herkese uygun katı bir cevabı olamaz bunun. Ödev verilebilir ama ödevin amacı, içeriği, süresi ve sıklığı gerçekten çok önemli.
Ödevin amacından başlayalım önce; bu ödev niçin verildi? Kesin olarak bilelim ki ödevle çocuk sorumluluk sahibi olmaz hatta nefret ettiği için sorumluluklarından kaçar hale gelebilir. Okulda yeni başlayacak bir konu ile ilgili bir merak uyandırmak, ilgi toplamak ya da araştırma yaptırmak istiyor olabilir öğretmen. Bunun ödev dışında da binbir yolu var ama hadi neyse. Bu tür bir çalışma için zorunluluk koyarak ilgi çekilemez ya da materyal toplanamaz. Diyelim ki verildi. Formatı kısıtlayıcı olmamakla beraber öğrencinin boşlukta savrulmasını engellemek için genel çerçeve çizilmeli. Özgünlüğüne fırsat verilcek şekilde olmalı. Öğrenme stilini yansıtacak çeşitlilikte olmalı ve hazırlanan bu çalışma mutlaka sınıfta ders işlenirken aktif olarak kullanılmalı (bir şeyler hazırlanıyor sonra ne oluyor onlara bilen yok). Başka bir amaç da; tekrar için olan (off en alevlisi) öğretmenin öğrenciyi çok iyi tanıyor olması gerekiyor gerçekten öğrencinin tekrara ihtiyacı var mı, varsa bu öğrenci neden tekrara ihtiyaç duyuyor, (bu da ayrıca incelenecek bir konu) tekrarla öğrendiği kesin mi? diyelim ki ihtiyacı var. Bunun öğrenci ile birlikte çok dikkatlice konuşulması ve açıklanması gerekiyor. Öğrencinin bu tekrar çalışmasına gönüllü olması gerekiyor. Gönüllü olmazsa zaten bin tane ödev verseniz de işlemez. Burada ödevin içeriği çok önemli (bir sonraki maddede açıklamaya çalışacağım). Velinin kesinlikle bu ödev hakkında bilgisinin olması gerekiyor. Beraber yapsınlar diye değil (ödev öğrenciye aittir takıldığı noktalarda yardım isteyebilir, ilk zamanlarda ufak destekler olabilir ya da gerçekten aile ile yapılacak bir çalışmadır bunlar olabilir. Öğrenci talep ederse aile kontrol edebilir). Gelelim başka bir amaca, okulda konu planlanan şekilde işlendi ama öğrenci farklı bir görüş sunmak konuyu derinleştirmek özgün bir şeyler ortaya koymak istiyor. Hay hay efenim öğrenci ile beraber ona yol gösterecek şekilde okul dışında çalışmasına yardımcı olmak için bir şeyler hazırlanıp verilebilir.
İçerik konusuna gelecek olursak. Kesinlikle ödev bireysel olmalıdır. Tek tip bir çalışma kağıdı israftır. Kitapları hiç söylemiyorum. Çalışmalar zenginleştirilmiş olmalıdır. Öğrencinin öğrenme stiline uygun şekilde dizayn edilmelidir. Sürekli aynı kalıptan çıkmış bir format sıkıcı olacaktır. Tamamlanma süresi göz önüne alınarak uzunluğu kısalığı belirlenmelidir (bu yine bireysel bir konudur). Yaş grubuna göre değişiklik gösterir. Ödevin çerçevesi doğru çizilmelidir. Bu çerçeve konuya ve amaca göre değişiklik gösterebilir. İçeriğin hazırlanması teknik durum içerir (ayrıca bir yazının konusu).
Gelelim sıklığına; ne amaçla verilmişti bu ödev? Öğretmenin tüm bu çalışmaları baştan planlaması ve programlaması gerekmektedir. Eğitimde kervan yolda düzülmez (genel çerçeveden bahsetiyorum, esneklikler ve öğrenciye göre düzenlemeler olacaktır). Öğrenciyi iyi takip ederek ödevin sıklığını bıktırmadan, heyecanını kaybettirmeden sürmesi gerekmektedir. Şöyle bir yanlış vardır ki evlerden uzak; yapan öğrenciye daha zor ödevler vermek ya da yapamayan öğrenciye çok fazla ödev vermek. Amaca ulaşıldığı takdirde sonlandırmak gerekir. Bu arada öğrenciyle sürekli konuşarak yaptığı çalışma hakkında duygularını takip etmek gerekir.
Yukarıda bahsedilen ödevler genellikle evde yapılacak çalışmalar gibi görünse de müze gezmek, konser dinlemek, yaşantı paylaşmak, bir durumu yönetmek vs. de olabilir. Burada eğitim ve öğretimin hayatın kendisi içinde sürekli olduğunu unutmamak gerekir. Öğrenci mutlaka ödevin ona ne kazandıracağından haberdar edilmeli ama kendisinin de farklı kazanımlar elde edebileceği belirtilmeli. Verilen en ufak çalışma için bile geri bildirim vermeyi unutmamalı.
Şimdi bu yazdıklarımdan ‘o zaman ödev yapıyoruz yani hocam’ anlamı çıkmasın. Ödevi desteklemiyorum. Zaten bu yazdıklarımın her biri için ödev hazırlansa haftanın her günü evde kriz var demek. Çok gerekli durumlarda verilen ev çalışmalarını incelerken genel bir fikir sahibi olunsun diye yazdım. Zaten vereceği yarım sayfa çalışma için dantel gibi işleyen öğretmenin okulda yaptığı çalışmaların sanat eseri niteliğinde olduğunu düşünüyorum. Okulda iki ters bir düz örüp evde telkâri işleme yapmasını beklemek olmaz. Şunu da unutmayalım ki bu anlattıklarımı planlamak, hazırlamak, takip etmek, değerlendirmek ve hepsinin sonunda öğrenci yararına olduğu konusunda olumlu bir sonuca ulaşabilmek emek ve zaman ister. Bir öğretmen için yapılması gerekeni bilmekle uygulamak arasında müfredat yoğunluğundan tutun da okul hedeflerine kadar bir çok baskı unsuru vardır (uzun uzuun anlatacağım bunu sonra). Yine de birçok öğretmen arkadaşın ödevle ilgili daha iyi alternatif yollar bulacağından eminim.
Bu yazdıklarım genel görüşlere dayanmakta ve ilk ve orta okul öğrencilerini kapsamaktadır. Eğitimde tek bir doğru diye bir şey yoktur. Farklı yaklaşımlar, bunlarla ilgili akademik çalışmalar bulunmakta ve sonuçları farklılık göstermektedir. Lütfen araştırın ve açın bilimsel çalışmaları okuyun. Her konuda olduğu gibi eğitimde de bir kişinin görüşleri veya popüler akımın peşinden koşmayın. Öğretmen yine çok konuştu esen kalın efem.