iş vesilesi ile sık sık doktor kısmısı ile bir arada olmanın bir getirisi olarak doktorların da kendi kendilerine itiraf ettikleri ülkemizde dünya ortalamasının çok üstü bir oranda gerçekleşen doğum şekli. (büyük şehirlerde oran %80leri geçmiş durumda)
amma ve lakin birincil sebepleri zannedildiği gibi işin randevulu bir şekilde gerçekleşmesi meselesindense defansif tıp.
nedir defansif tıp? işlem, tedavi, bizim durumumuzda doğum esnasında gerçekleşebilecek komplikasyon ihtimal ve sorumluluğunu üzerlerine almak istememeleri.
böyle düşünülünce haklılar mı? evet diyemeyeceğim çünkü her bir sezaryen ile belki bir anne ve bir bebeğin hayatına öenmli bir etkileri oluyor.
ama o halde hekimleri de defansif davranacak pozisyonda bırakmaması gerek otoritenin.
üstelik bu genel eğilimin acı bir sonucu; yeni uzman olan kadın doğum doktorlarının önemli bir kısmı doğal ve sıradan doğum komplikasyonlarını sezaryen olmaksızın bertaraf etme konusunda tecrübe kazanamıyor.
- regl dönemi diyalogları
- İnsan vücudu tiyatrosu
- netflix tavsiyeleri
- yufka cipsi
- better call saul
- kaze no tani no nausicaa
- twin science
- kendin yap
- ibb şehir tiyatroları
- alerjik olanlar için yemek tarifleri
- Spotify
- eğitim seti
- araba koltuğu
- dijital topuklar
- guldali blog
- atölye kedisi
- masallar ve toplumsal cinsiyet
- lavanta yağı
- film koması
- gıda dedektifi
- nst
- biberon ısıtıcıları
- güneş kremi
- şipşak tatlı
- korona virüsü
- covid19
- Aşk 101
- Yogaila
- the last czars
- terk edenler ve kalanlar
- Çavdar tarlasında çocuklar
- pratik bilgiler
- yeni soyadının hikayesi
- peaky blinders
- mubi
- sven nordqvist
- eve dönüş şarkısı
- The end of the f***ing world
- ben orada değildim üstelik siz de yoktunuz
- falling inn love
41 hafta 2 günlük iken normal başlayan doğumumun devam ve sonuç şekli.
hala daha içimde sızı… oğluma herşeyin en iyisini vermek isterken malesef hem normal doğum, vakum vs gibi dış faktörlere maruz kalmasına hem de doğal yol ile değil sezaryen ile doğmasına sebep oldum. elbet tek ve majör sebep ben değilsem de hep içimde ukde kalacak.
turkiye’de doktorlarin ozellikle yapmayi tercih etmedikleri dogum turu olarak belirtebilirim.
ozellikle normal dogum yapmak isteyen annelere dikkat ederseniz, cogu normal dogum yapamiyor.
temel bahaneler:
– kordon dolanmis
– bebek ters
– cati dar
– hayati tehlikesi var
doktorlari tohmet altinda birakmak istemiyorum fakat cevremde normal dogum yapmak isteyen bir cok kadinin hepsi (tamamina yakini degil, hepsi) bi sekilde sezaryen’la dogum yapmak zorunda kaliyorlar.
e haliyle, gecenin 3’nde kalkip doguma girmelerine, dogum olacak mi diye basinda 3-4 saat beklemesine gerek kalmiyor doktorlarimizin.
dis ceker gibi, randevuyla, yarim saatte islerini bitirip, bir sonraki 2bin lirayi almak uzerine diger doguma girmek uzere yola cikiyorlar.
Normal doğum yapmayı, işi doğasını yaşamak için yapmayı çok isterdim ama çatı dar ve bebek büyük olduğu için olmadı malesef 🙁 Ancak hala hamileymişim gibi kalan karnım dışında sezaryenle ilgili hiç şikayetim olmadı. Güle oynaya doğuma girdim, güle oynaya çıktım. Sütüm hemen geldi, bebeğimi emzirdim. Normal doğum içimde kaldı, ama tekrar sezaryen de olabilirim. Ayrıca kesinlikle asıl iş doğumdan sonra başlıyor.
(bkz : normal doğum)
zor bir doğumdur, 15 gün kendinize gelemezsiniz. evet, karın şişliği uzun süre durur. süt geç gelir. ve de ameliyattır, risklidir. ama normal doğum da bal dök yala değildir.
bugün yapsam yine yaparım, kimseye de hesap vermem.
ailece çatısı dar kadınlar klubüyüz. (dikiş yüzünden normal doğum yapıp 4 gün hastaneden çıkamayan da mevcut)annem gibi 24 saat sancı çekmeyi değil, sakin sakin hastaneye yatmayı tercih ettim. doktorum kesiğin geniş olacağını söylemişti zaten (annemdeki gibi).bugün hiç pişman değilim. çalıştığım için zaten 2den fazla çocuk düşünmüyorum. onu da sezaryenle yapabilirim.
bu konuda herkes özellikle erkekler ahkam kesiyor..çektiğiniz sizin, kimse karışamaz önemli olan bebeğin durumu.
keşke yarım saatte olsa bitse doğum. ama olmuyor, olamıyor bazen.
bütün kilolarını kat be kat vermiş, karnı düzleşmiş, bebeği sağlıklı, 1,5 yaşındaki çocuğunu hala emziren bir anne olarak diyorum ki karar sizin.
edit:doğum şekliniz sizi süper bir anne yapmaz bunu unutmayın..asıl iş ondan sonra başlıyor:))
mecburen sezeryan doğum yaptım. Normal doğum yapabilecek durumda olsaydım kesinlikle yapardım. Adı üstünde NORMALi budur. Ama sezeryanında olumsuz bir etkisini yaşamadım, dikiş izi ve dikiş bölgesindeki potluktan başka :S
normal doğumun aksine sezaryen doğun yapan annelerde karın şişliği düşmüyor. sıkı bir spor gerekli. diyet diyemiyorum çünkü sütün azalmasından da çok korkuyorum.
7. ayda suyum bittiği için mecburi sezeryen oldum. hiç sevmedim. ikinci bebek de mecburi sezeryen oldu bu sebepten.. normal doğumu hep merak edeceğim..
illa sezeryan olacaksa epidural olsun, bebeğinin ilk ağlamasını duyupta beraberinde ağlamayan anne yoktur (başta ben) o anı kaçırmayın
doğum sancısına dayanamacağımdan emin olduğum için tercih ettiğim doğum şekli. korku bazen çok şeyi silip atabiliyor.
bebeğimin kordonu boynuna dolandığı için tercih etmek durumunda kaldığım doğum şekli. tasvip edilip edilmemesinden ziyade o sırada umurumda olan bebeğimin hayatıydı.
Doğal olmayan durumlarda karın ve döl yatağının kesilerek bebeğin alınmasına dayanan doğum yöntemi.
ayrıca çevremdeki doktor olan kadınların hepsinin, hepsinin ama hepsinin tartışmasız olarak tercih ettikleri doğum şekli.
düşündürücü!